15 MAYIS ULUSLARARASI AİLE GÜNÜ


Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 20 Eylül 1993 tarihinde aldığı bir kararla 15 Mayıs’ı “Uluslararası Aile Günü” olarak ilan etmiş, 1994 yılından itibaren de tüm dünyada ve ülkemizde de kutlanmaya başlanmıştır. Bu günün yer aldığı hafta olan 15–21 Mayıs ise “Aile Haftası” olarak kabul edilmiştir. Ailenin korunması ve güçlendirilmesi amacıyla, 15 Mayıs’ın Uluslararası Aile Günü ilan edilmesinin temelinde; toplumun tüm kesimlerinin aile konusundaki farkındalığının artırılması, aileleri destekleyici faaliyetlerinin teşvik edilmesi, ailelerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilmesine yardım edilmesi ile ailelere yönelik mümkün olan tüm korumaların ve yardımların sağlanması yatmaktadır.

Doğduğumuz an itibariyle hayatın bizi emanet ettiği eldir ailemizin eli… Git gide büyüyerek birbirine kenetlenmiş birkaç yüreğin el ele tutuşup zamansız rüzgarlara, sert ve çetin ama bir o kadarda mutlu, umut dolu anılarla birlikte, yıllara meydan okuyan iyi ve kötü her günde bir liman misali sığınabileceğimiz, koşulsuz sevginin gerçek anlamını tadabileceğimiz yerdir aile… Aile toplumun en küçük birimidir. Bu birim bizim başlangıç noktamızdır ve bundan sonra katılacağımız, kendimize katacağımız her birimin de hazırlayıcısı konumundadır.  Dolayısıyla sağlam ve güçlü bir toplum yapısının oluşması sağlıklı ve güçlü aile yapısına bağlıdır. Sağlıklı ve güçlü aileler de, ancak sağlıklı ve sağlam kişilikli bireylerle kurulabilir.

Çocuğun kişilik gelişimi ailede başlar. Çocuğun özellikle okul öncesi dönemde aile içinde geçirdiği yaşantıların ve bu dönemin izlerinin onun yetişkinlik yıllarındaki kişilik özellikleri üzerinde belirleyici rolü olduğu kabul edilmektedir. Sağlıklı anne-baba-çocuk ilişkileri, sağlıklı ve kişilikli bireylerin gelişmesine zemin hazırlar. Çocuğun sağlıklı kişilik özellikler geliştirebilmesi, öncelikle anne-babanın sağlıklı kişilik özellikleri geliştirebilmiş olmalarının yanında, çocuklarıyla ilişkilerinde onların kişiliklerini özgürce geliştirebilme imkânı sağlayacak ortamları oluşturabilmeleriyle mümkün olabilecektir. Evlerinde yakın bir ilgiyle demokrasinin birleştiğini gören çocuklar, en etkin, özgür ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde en başarılı çocuklar olmaktadır. Buna karşılık daha sert bir denetim altında tutulan ya da eğitim yöntemleri değişken olan ailelerde büyüyen çocuklar ise, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendini kabul ettirmek istemektedir. Bu durumda o toplumun gelecekte nasıl bireylere sahip olacağını ve o toplumun ne hâlde olacağını bize anlatan önemli ipucudur.

Aile, toplumun en küçük birimi ise her ailenin yetiştireceği fidanlar olan çocuklar da geleceğin mirasçılarıdır. Aile her ne kadar küçük gözükse de bir ülkenin mihenk taşlarından biridir. Çünkü aileler toplumu, toplum da ülkeyi oluşturur. Ülkenin gelişebilmesi, refah seviyesinin yükselmesi ailelerin yetiştireceği fidanlara bağlıdır. Bunun yanında çocuklarını yetiştirirken kendilerini de yetiştirmeyi bilen aileler gerçekten bir ülke ve toplum için en büyük hediye olur. Bu sebeple ailelerimiz ve gelecekte aile kuracak bizlerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Bu sorumluluk bilinciyle çok daha yükseklere çıkmamız olanaksız değildir.

Unutmayınız eğitim ailede başlıyor olup sağlıklı nesillerin yetişmesi ancak temeli sağlam olan aile yapısıyla mümkün olmaktadır. Sağlıklı, büyüklerine saygılı, küçüklerini koruyan, yanlışla doğruyu her daim ayırt edebilen, vatanını ve milletini seven, ailesine düşkün, görev ve sorumluluk bilinci içerisinde her zaman çalışkan ve üretken, milli değerlere bağlı nesiller yetiştirmek temennisiyle AİLE GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.

Saygılarımla…

Ece Keleş 



Yorumlar